Page 18 - Diyabet Sayı:71
P. 18
sağlıklı yaşam
“Toplumda genellikle kadınların, yaşlıların,
çocukların, ayrımcılığa maruz kalan
bireylerin, geçmişte travma öyküsü olanların
ve tedavi altında olsun ya da olmasın halen
devam eden bir ruhsal rahatsızlığı bulunan
bireylerin daha fazla risk altında olduklarını
söyleyebiliriz.”
öncelikle olayın ardından bu tür tepkilerin olağan
olduğunu bilerek yaklaşmamız ve anlayış göstermemiz
gerekir. Eğer kişi olayla ilgili olarak konuşabiliyorsa,
hatta konuşmak ve anlatmak istiyorsa müdahale
etmeden sükunetle anlatmasına izin vermek ve
bozukluğu söz konusu olduğunda ya da daha önce var sabırla ve ilgiyle dinleyebilmek gerekir. Duyguları
olan ruhsal bir bozukluğun kötüleşmesi durumunda ise ifade etmek suretiyle içini dökmek insan beyninin
3 aydan önce yani erken dönemde de kişiye psikiyatrik anlam veremediği olayları anlamlandırmasını ve
müdahalede bulunmak gerekebilir. böylece travmasının üstesinden gelmesini sağlar. Ama
burada dikkat edilmesi gereken, kişiyi anlatması için
Gerek depremin yaşadığı bölgede gerekse toplum zorlamamak, ısrarcı olmamaktır. Kişi neyi ne kadar
içinde ruhsal açıdan depremden en fazla etkilenme anlatacağı konusuna kendi karar vermeli, inisiyatif
riski taşıyan gruplar kimlerdir? kişiye bırakılmalıdır. Konuşmak, anlatmak istemeyen
kişiye de saygı göstermeli; eğer daha sonra konuşmak
Yaşanan bu tür duyguların yoğunluğu kişiden isterse orada olacağımıza ve onu dinleyeceğimize dair
kişiye değişir ve her birey farklı düzeyde ve şekilde güvence verilmelidir.
etkilenip, farklı tepkiler verebilir. Ancak bazı bireyler
diğerlerinden daha kolay incinir ve ileride daha fazla Özellikle de kaybı olan kişilerle karşılaştığımızda iyi
ruhsal yardıma gereksinim duyarlar. niyetli bir şekilde onları teselli etme arzusu duymamız
normaldir. Ancak teselli ederken onların duygularını
Depremin yaşandığı bölgede, kendi yaralanmasa ve incitmemek, yaralarını daha fazla kanatmamak, ek
evi yıkılmasa bile kendi imkanlarıyla evinden dışarıya travmalara neden olmamak ya da yas tutmalarını
çıkmakta zorlanabilecek olan yaşlılar, engelli bireyler, engellememek bakımından söylediklerimize ve
ağır fiziksel ya da ruhsal hastalığı olanlar, çocuklar davranışlarımıza dikkat etmemiz gerekir.
ile dil bilmediğinden kendini ifade edemeyen ve bu
nedenle yardım ve destek faaliyetlerine erişemeyen Acılarını kıyaslamayalım, acılarına zaman
azınlık gruplar travmanın ruhsal etkileri bakımından biçmeyelim, acılarına anlamlar yüklemeyelim. Zira
daha fazla risk altındadırlar. herkes için kaybın acısı ve ne anlam taşıdığı, kaybıyla
baş etme ve yas tutma şekli farklıdır, kişiye özgüdür;
Toplumda da genellikle kadınların, yaşlıların, kalıplara sokulamaz. Bu nedenle yaşanan olayı
çocukların, ayrımcılığa maruz kalan bireylerin, kadere, şansa bağlamamak; bir uyarı ya da ceza gibi
geçmişte travma öyküsü olanların ve tedavi altında tanımlamamak gerekir. Kaybı olan kişilere ‘ölenle
olsun ya da olmasın halen devam eden bir ruhsal ölünmez, dik dur, güçlü ol, hayat devam ediyor,
rahatsızlığı bulunan bireylerin daha fazla risk altında geçecek, ağlama, üzülme, alışacaksın, şanslısın hayatta
olduklarını söyleyebiliriz. kaldın, bu da bir imtihan…’ gibi sözler edilmez; bu tür
teselli sözleri kaybı olan kişi tarafından onun kaybına
Depremden doğrudan etkilenen, kayıpları olan, saygı duymadığımız, durumunu anlamadığımız,
evi yıkılan, yaralanan bireylere nasıl yaklaşmak önemsemediğimiz hatta acısını küçümsediğimiz
gerekir? İnsanlar depremden etkilenen yakınlarıyla gibi algılanabilir. Kişinin yas tutma sürecini sabote
iletişime geçerken neye dikkat etmelidirler? edebilir; kişide yas tutmanın yanlış olduğu gibi bir
izlenim yaratabilir ve böylelikle kişi yasını tutmakta
Olayı bizzat yaşayan bir kişinin o sırada kafası karışık zorlanabilir. Bu kişilerin yas tutmaya ihtiyaçları var
olabilir, hala şaşkınlık içerisinde ve şokta olabilir; çünkü genel olarak her kaybın ardından yaşanması
16 NİSAN 2023